hayalagaci

Hakkımızda

Hayal Ağacı…
Yazı, insanoğlunun kendini ifade etmek için bulduğu en etkili yol. Kadim zamanlardan beri ölümsüzlüğü arayan insanın tek ve son sığınağı…
Duygu ve düşüncelerini kendine saklayan, hayallerinin üstünü sessizlikle örten insan, ne kendine
hizmet edebilir ne de topluma. Yazma ihtiyacı insanın çoğalma arayışından doğar. Lakin türlü nedenlerden ötürü her daim hedefe ulaşamaz yazdıklarımız. Bunun bilincindeyiz. Tam da bu nedenle Üstadın “Tohum saç bitmezse toprak utansın!” nasihatinden feyz alarak yola çıktık. İyilik ve edebiyatı bir
kaba sokarak bir kalıpta eritme iddiasındayız. Lakin biliyoruz ki bu uzun ve meşakkatli bir yolculuk…
Arta eksile ilerleyeceğiz. Tutup yeşermeyenlerimizin olacağı gibi büyüyüp haşmetli birer ağaca dönenler de çıkacak aramızdan. Dallarında rengârenk yapraklarıyla birer Hayal Ağacı…
Kokuşmuş, bu ifadeyi çok keskin bulacaksanız kokuşmaya yüz tutmuş da diyebiliriz, bir ortamda
çürümeye itiraz eden, gidişata dur demek için sessiz çığlıklar atan nice insan var toplumumuzda. Bunların büyük bir kısmı düşünen ve düşündüklerini ifade etmeyi bilen insanlar. Yol arkadaşlarımızı onların
arasından seçtik, yola onlarla çıktık. Her biri edebiyata ve sanata gönül vermiş olan topluluk arkadaşlarımızla denenmemiş bir şeyi yaptık. Elbirliği etmenin, imece kültürünü canlandırmanın yollarını
aradık… Bir iken cılız olan sesimiz beraberliğimizde güçlü bir nidaya döndü. Kulaklarda hoş bir seda
bıraktı, dilerim ki sesimiz gök kubbede ebediyen yankılanır.
Birbirimizden aldığımız güç ve cesaretle yeni ve büyük hedeflere yönelip zorlu bir yolculuğa çıktık.
Maksat, Hayal Ağacı’mızın meyveye durması. Bu süreçte toprağını beğenmeyenler de olacak toprağın
beğenmedikleri de… Eksile arta yürüyeceğiz. Adımız değişecek belki ama amacımız asla!
Bildiğiniz gibi köken itibariyle Arapça olan edebiyat sözcüğü, edeple yakından ilgilidir. Hatta edepten
doğmuştur. Biz de bu yolda edep, iyilik gibi kavramlarla sağlam bir gönül bağı kurup bağımızı güçlendirerek yürüyeceğiz. Hedefimiz kalemi değil, kalemi kadar gönlü de güçlü insanlarla bir arada olmak.
Gönül gücü varsa ve insan istiyorsa başlangıçta istenen düzeyde olmasa da günün birinde kalemin
kudreti istenen noktaya ulaşacaktır. Ulaşacak ve güzelim Türkçenin inceliklerini ortaya koyan nice hazineyi gelecek nesillere miras bırakacak. Buna tüm varlığımızla ve canıgönülden inanıyoruz.
Dergimizin ilk sayısını sunmanın kıvancını yaşıyoruz. Başlangıçta nerede olduğumuz, nasıl olduğumuz hiç de önemli değil. Zira biz kendi kendini yetiştiren ve geliştiren bir topluluğuz. Mesele nerede
durduğumuz, ne olduğumuz değil; olmak istediğimiz şey, varmak istediğimiz yer. Adımız, bu yüzden
Hayal Ağacı. Ve bu yüzden attığımız her adım eskisinden çok daha güçlü olacak. Cılız gövdemiz güçlenecek, dallarımız nadide meyvelerle zenginleşecek. İnançla beslediğimiz Hayal Ağacı’mız gölgesinde
soluklanabileceğimiz bir sığınak olacak. İnanın bu boş bir iddia ve kuru bir temenni değil. Çünkü insan
“Hayal ettiği müddetçe yaşar”mış.
Bizi tanıyınız ve tanıtınız.
Hayal Ağacı’mız uzun soluklu olsun, hayal ağacınız hep baharda kalsın.

ALİ SAÇIKARA